"He lan post gösterip suni elyaf kaftanını kafesledinse babanı
Merak etme münker nekir takdir eder bu profesyonel çabanı
He lan yersen benim derdim vatan millet Sakarya
Sen Faurê'den Respighi'den ne anlarsın hıyar ağa!"
Sf.151
Merak etme münker nekir takdir eder bu profesyonel çabanı
He lan yersen benim derdim vatan millet Sakarya
Sen Faurê'den Respighi'den ne anlarsın hıyar ağa!"
Sf.151
Dediğiniz gibi yaptım. Artık gerçekçi bakmak lazım. Yaktım kitapları, filmleri sildim; hem de shifte basarak. Pornolar duruyor tabi, kutsal kitaplarla birlikte! (Kitapları yırttım, filmleri sildim dediysem o kadar da değil.)
Açtım altın hesaplarını, dolar zaten vardı, Bitcoin diye bir şey duydum ama devletimiz kızmasın. Trendyol ve Sahibinden bildirimlerini de sonuna kadar açtım. Eee Kpss’den bu puanı boşuna mı aldım?
Dediğiniz gibi yaptım, unuttum Albert Camus’yü; Kemalettin Kamu’yu ise hiç hatırlamadım. Descartes’ı “Deskartes” diye okuduğum için bana bir masa verdiler biliyor musunuz? Devlet katlarında daha güvenilir kimi bulabilirlermiş. Hem valla hem billa!
Hıdırellez’deki gibi atladım ateşlerin üzerinden iki siyasetçi kolunda; artık ben de “yatırımcı”yım; genç iş adamı dolaylarında.
Dediğiniz gibi yaptım, sorsanız sevmem siyasi iktidarı ama onlar sayesinde sınıf atladım. Yoksa ben Hilton’un en üst katında, boğazdaki bir restoranda evlenme teklifi edecek adam mıydım? Kimsenin önünde de eğilmem yanlış anlaşılmasın. Zaten eğilince, belimdeki silah pelvisime batıyor. Pelvis küçültme ameliyatına gireceğim korkarım.
Dediğiniz gibi yaptım, altın hesabımı iş arkadaşımla kıyasladım. Altına kaçırmış; tüm parasını yani… Hahaha hadi gülün biraz. Ne o ? Neden sesiniz çıkmadı ? Heeyy… Gülmeniz için ne kadar gerekiyor, eh hadi Iban atın madem, bir şeyler yollayayım!
Sonradan zengin olunca, acının getirdiği mizah duygusu da kalmadı takdir edersiniz ki. Zaten mizah da neme lazım, bana daha çok para lazım!
Metroya binmiyorum artık bu arada, otobüs de neymiş, demedim mi size; ben sınıf atladım!
Dediğiniz gibi yaptım “Hayat pahalılığı el yakıyor, turistler kadın polislerimize göz kırpıyor” haberlerinden depar atarak kaçtım. Bir zamanlar yakın arkadaşım olan Mehmet ile de görüşemem artık. Yani görüşürüm de görünmem. Ne o öyle ilk tanıdığım günkü adam, bir gram mı gelişmez… (altın konusunda yaani!)
Dediğiniz gibi yaptım. Artık okumuyorum, sûre ve marş hariç hiçbir şey. O da devletimize zeval gelmesin diye! Hem onlar okudu da ne oldu? Unvanları nedir ? Banka hesaplarında ne kadar var ? Onların kazandığını ben bir gecede Nesine’de yiyorum laf aramızda. Hayır, hayır yasadışı olan hiçbir şeyle işim olmaz, devletimize bağlıyız; biz bu göbeği boşuna mı yaptık ?
Haa bu arada gündemdeyken söyleyeyim fikrimi; sormadınız ama benim çok param var ben söylerim; Asgari ücrete %20 zam nelerine yetmiyormuş canım, düşünmek lazım gelir işverenleri!
Dediğiniz gibi yaptım. Hunharca para biriktirdim. Çünkü bunu yemeye ne kültürüm yeter ne de vaktim. Şeytanın avukatlığını yapıyorum; ya bunlar gidince, yeni gelenler bizi tekrar geldiğimiz yere yollarlarsa ? Aman canım ben zaten onlara hiç oy vermedim.
Dediğiniz gibi yaptım. Ayfon sırasına adımı yazdırdım. Son model araba kuyruklarındayım. Epıl Voaç taktım koluma, ne alet ama! Ülkenin annesiyle cîmâ ediyorlarmış bana ne, ben ayın 15’inde yukarıdan gelecek bildirime bakarım! Diiiiiiiink; Hesabınıza Para Geldi…
Dediğiniz gibi yaptım. O tarafa hiç bakmadım. İnsanlar hapse atılıyormuş, işten atılıyormuş, köpeklerin önüne atılıyormuş, kurşunların önüne atılıyormuş, denizlere atılıyormuş, uçaklardan atılıyormuş bana ne ? Hem bana neden kimse bir şey yapmıyor… Demek ki var bir şey. Hem valla hem billa!
Günaydın aşkım, bunlarla tadımızı kaçırmayalım. Sınıf atlayalım. Cehalet tahakkümünün yılmaz bekçileri olarak atandığımız bu misyonumuzun tadını sonuna kadar çıkaralım. Arada da parlak ışıklı raflardan 2-3 kitap alalım. Story atıp kendimizi hatırlatalım. Asıl yerimizi hatırlayıp haddimizi bilmek yerine, eski yerimizde kalanların(bırakılanların?) canına okuyalım. Hiç olmazsa onları düşünüp vicdanımızı rahatlatalım.
Daha fazla altın alalım, yeşil pasaport kovalayalım, ikinci bir ev alıp içine öğrencileri tıkalım, Bodrum’da yüzüp, Uludağ’da kayak yapalım, garson azarlayalım, gittiğimiz her yerde pazarlık yapalım, bedava çay için kilometrelerce yol alalım… Biz artık çok büyüdük, durduramazlar bizi, haydi demir alalım.
Fazla zamanımız olmayabilir; bize rüyamızda bile göremeyeceğimiz imkânları bahşeden şahs-ı yüceye tapınmayı da unutmayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder